Arrow'un ikinci sezonunu da geride bıraktık. Blogumuzu açalı bir aydan biraz daha fazla bir süre oldu ve biz de bu süre içerisinde sizlere her bölüm hakkındaki incelemelerimizi sunduk. Bu durum önümüzdeki sezondan itibaren de devam edecek.
Finalin konusuna gelecek olursak, tabii ki Oliver ile Slade arasındaki kaçınılmaz son savaş hakkındaydı. Bölümün ismi olan 'Unthinkable' yani 'akla gelmeyecek olan' bölüm içerisinde çok güzel şekilde kullanılarak anahtar rolü üstlenmiş bile diyebiliriz. Dedektif Lance'nin Arrow'a öldürmek ile ilgili yaptığı konuşmadan sonra Slade'i öldürmesi gerektiğini söylemesi ve Felicity'nin Oliver'a Dedektifin yanıldığını söyleyerek başlayan konuşma bölümün kırılma anı diyebiliriz. Konuşmanın devamında Oliver'ın Slade'İn kendisini her konuda alt ettiğini söylemesi üzerine Felicty'nin sen de onun seni alt ettiğini düşünmesini sağla demesi 'Mirakuru'nun Slade nasıl enjekte edileceğine dair Oliver'ın planının da başlangıcı oluyor.
Bölümümüz geçen bölümün kaldığı yer olan Roy'a tedavinin enjekte edilmesinden başlıyor. Slade'in askerlerinin saldırısına uğradıktan sonra saklandıkları saat kulesinden kaçıp enjeksiyon uçlu okları almak için karargahlarına gittiklerinde Sara'nın getirdiği 'Suikastçiler Birliği' ile karşılaşıyorlar. Sara kendilerine yardım etmeleri karşılığında birliğe geri döneceğini söylemiş ve şehri geri almaları için ekibimize bir ordu sağlamayı başarmış. Nyssa Al Ghul'un Felicity ile tanıştıkları sahnedeki diyalogları ise dizinin içinde her zaman tebessüm ettirici gülücükler olduğu gerçeğini bir kere daha hatırlamamızı sağlıyor. Daha sonra ekibimiz birliğinde yardımıyla Slade'in askerlerine tedaviyi uygulamayı başarıyor ve süper asker sorununu ortadan kaldırıyor. Tabii şuna değinmekte fayda var, bu olaylar sırasında Nysaa Al Ghul Isabel Rochev'i öldürüyor. Bunun ailesinin şirketini geri almak için Oliver'a nasıl yararının dokunacağını artık önümüzdeki sezon göreceğiz. Nitekim Oliver da son sahnelere doğru aile şirketini geri almakla uğraşacağını söyledi.
Oliver ve ekibimiz şehri Slade'in adamlarından kurtarmaya çalışırken Diggle ve eski eşi ise A.R.G.U.S.'un Starling Şehri'ni yerle bir etmesini önlemek için 'İntahar Mangası'nı kafeslerinden çıkartıyor ve Amanda Waller'ı herhangi bir saldırı yapmaması için tehdit ediyorlar. Bu sahneden öğrendiğimiz en dikkat çekici detay ise Diggle'ın baba olacağını öğrenmiş olması fakat bölümün sonunda bunu Oliver ve Felicity'e neden söylemeyip bekleyebilir dediğini anlayamadım. Belki de baba olacağı için ekipten ayrılmak isteyecek olabilir. Bunu da bekleyip artık önümüzdeki sezonda göreceğiz.
Bölümde tabii ki Thea'nın da önemli bir rolü vardı. Bir önceki bölümde Merlyn'e iki el ateş ettiğini gördüğümüz Thea gerçekten de Merlyn'i vurmuş fakat çelik yelek Merlyn'in ölmesine izin vermemiş. Thea'nın kendisine ateş etmiş olması ise Merlyn gibi bir sadisti fazlasıyla tatmin etmiş ve bir yıl önce Tommy'nin yapamadığını yaptığı için Thea adına daha çok mutlu olduğunu belirtmesi ise tam Merlyn'lik bir olay açıkçası. Merlyn ile Thea konuşması esnasında Roy'un Thea'yı araması üzerine Thea'nın Roy'a gitmeyi karar verdiğini anlayan Merlyn, Thea'ya Roy'un da hayatındaki herkes gibi yalancı olduğunu söylüyor, kendisine inanmıyorsa da Roy'un yanına gitmesi söylüyor. Buluştuklarında sıfırdan başlamak için karar alan Roy ve Thea, Roy'un yapması gereken son şeyi yaptıktan sonra şehri terk etmeye karar veriyorlar. Roy'un eşyalarını toplarken ok ve yay takımını bulan Thea Roy'un da kendisine yalan söylediğini anlayarak Roy'a bir mektup bırakıyor ve Merlyn ile beraber limuzine binerek gidiyorlar. Thea'ya ne olacağı Merlyn'den eğitim alıp süper kahramanlık işine girip girmeyeceğini ise yine önümüzdeki sezon öğreneceğiz.
Ve artık son ana geldik. Oliver vs Slade. Yazının başında Felicity ile yaptığı konuşma ve 'Unthinkable' kelimelerinden yola çıkarak bölümün kırılma anı olduğunu sizlere belirtmiştik. Peki bu nasıl oldu? Slade Oliver'a zarar vermek için Laurel'i kaçırıyor ve Oliver da bunun sebebinin Slade'in sevdiği kadını kaçırma düşüncesi olduğunu biliyor. Bu noktadan sonra Oliver Felicty'i korumaya almak için onu kendi evlerine götürüp beklemesini söylüyor. Felicity de beklendiği üzere buna karşı çıkıyor ve neden diye soruyor. Oliver'ın cevabı gerçekten şok edici; Slade sevdiğim kadını almak istedi ama yanlış kadını aldı. Bu noktada en başından beri herkesin hissettiği ama benim hiç istemediğim Oliver-Felicity romantizmi boy gösteriyor. Sadece bunu görmek bile finali unutmamı sağlayıp sinirlenmeme neden oluyor. Fakat daha sonra çok güzel bir ters kroşe yiyoruz hep beraber. Slade tüm Quenn malikanesini gözlemlediği için Felicty'i kaçırması gerektiğini anlıyor ve Oliver onu kurtarmaya geldiğinde tedaviyi Slade' batırıyor ve Oliver-Slade dövüşünü izlemeye başlıyoruz. Tabii dövüşten önce anlıyoruz ki Oliver Slade'in malikaneyi gözlemlediğini biliyor ve Felicity'i 'yem' olarak kullanıp Slade'i durdurmayı planlamış. Tam bu noktada 'Unthinkable' devreye giriyor işte, Oliver en akla gelmeyecek olanı yapıp sadece Slade'i değil bizi de şaşırtarak zaferi kazanıyor. Bölümde
Flashback'leri Oliver ve Slade'in 5 sene önce yaptığı dövüş ve bugün yaptığı dövüş olarak değiştirerek vermeleri ise çok başarılı olmuş. 5 sene önce Oliver'ın Slade'i öldürebilme avantajını tamamen şans eseri bir şekilde kazanması ise gerçeklik anlamında çok başarılı olmuş. Tabii Oliver Slade'İ öldürmeden önce tedaviyi uygulayıp sonra öldürebilirdi o ayrı. Flashback'lerde gördüğümüz bir diğer nokta ise Sara'nın tekrar Oliver'ın ellerinden kayıp okyanus'a doğru gittiğiydi. Sanırım Sara bundan sonra 'Suikastçiler Birliği'ne katılacak. Bölümün sonunda ise Oliver'ın Hong Kong'da rahat bir yatakta uyanıp Amanda Waller ile tanışması ise herşeyin sadece adadan ibaret olmadığının bir diğer göstergesi ki bence gayet mantıklı olmuş. Sonuçta adada iki tane olay oldu ve bir üçüncüsü artık mantık sınırlarını zorlayacaktı. Bu arada Amanda Waller ile ilgili ilk sezondaki askeri operasyonu yöneten kadın olabileceğine dair bir teorim var belki üçüncü sezonda buna da cevap bulabiliriz.
Son olarak değinmek istediğim nokta ise Oliver ile Slade'in hapishanede yaptıkları konuşma. Oliver'ın nasıl bir katilden kahramana dönüştüğünü anlatması, bunu bugüne kadar izlediğimiz herşeye dayanarak yapması gerçekten epik ötesi olmuş bir sahneydi. Boş zamanlarınızda bile ara sıra açıp izlemenizi öneririm.
Önümüzdeki sezon Arrow incelemeleri ile devam etmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder